yok olmak - Türkçe İngilizce Sözlük

yok olmak

"yok olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 66 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yok olmak disappear f.
In a free, unprotected market, they are doomed to disappear.
Serbest, korumasız bir pazarda yok olmaya mahkumdurlar.

More Sentences
General
yok olmak die out f.
We all know that without fish, the fishing industry will die out.
Balık olmazsa balıkçılık endüstrisinin yok olacağını hepimiz biliyoruz.

More Sentences
yok olmak be destroyed f.
More than half of my books were destroyed by the fire last night.
Dün gece çıkan yangında kitaplarımın yarısından fazlası yok oldu.

More Sentences
yok olmak go f.
I wish my problems would all go away.
Keşke tüm sorunlarım yok olsa.

More Sentences
yok olmak fade away f.
We should not abandon vast areas of our countries, where human activity will fade away.
Ülkelerimizin insan faaliyetlerinin yok olacağı geniş alanlarını terk etmemeliyiz.

More Sentences
yok olmak perish f.
All they that take the sword shall perish with the sword.
Kılıcı alan herkes kılıçla yok olacak.

More Sentences
yok olmak perish f.
One who loves danger, shall perish in it.
Tehlikeyi seven, onun içinde yok olur.

More Sentences
yok olmak clear f.
My acne cleared after I turned 20.
Sivilcelerim 20 yaşımdan sonra yok oldu.

More Sentences
Technical
yok olmak perish f.
We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Kardeş olarak birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, yoksa aptallar olarak birlikte yok olacağız.

More Sentences
yok olmak fade away f.
Old soldiers never die, they simply fade away.
Görmüş geçirmiş olanlar asla ölmez, sadece yok olurlar.

More Sentences
General
yok olmak be annihilated f.
yok olmak evanesce f.
yok olmak ooze away f.
yok olmak melt f.
yok olmak clear away f.
yok olmak go up in smoke f.
yok olmak evanish f.
yok olmak dissipate f.
yok olmak dissolve f.
yok olmak evaporate f.
yok olmak melt away f.
yok olmak die f.
yok olmak cease [obsolete] f.
yok olmak relinquish [obsolete] f.
yok olmak lapse f.
yok olmak fail f.
yok olmak improve f.
yok olmak drop f.
yok olmak fleet f.
yok olmak fly f.
yok olmak spill [obsolete] f.
yok olmak starve [obsolete] f.
yok olmak sterve f.
Phrasals
yok olmak pass away f.
yok olmak fall away f.
yok olmak fall off f.
yok olmak go up f.
yok olmak break down f.
Colloquial
yok olmak fleet f.
yok olmak go for a burton f.
yok olmak explode in someone's face f.
yok olmak blow up in someone's face f.
yok olmak go walkies f.
Idioms
yok olmak cease to be f.
yok olmak cease to be f.
yok olmak disappear into the blue f.
yok olmak go out of the window f.
yok olmak come to grief f.
yok olmak disappear off the face of the earth (us/brit) f.
yok olmak fall off the face of the earth (us) f.
yok olmak go off into the blue f.
yok olmak go out the window f.
yok olmak vanish off the face of the earth (us/brit) f.
yok olmak lose oneself f.
yok olmak vanish into the blue f.
yok olmak go the way of the dinosaur f.
yok olmak go the way of the dinosaurs f.
yok olmak go south f.
yok olmak be out of the window f.
yok olmak go out the window f.
yok olmak be out the window f.
yok olmak go out of the window f.
yok olmak go to glory f.
Technical
yok olmak vanish f.
Slang
yok olmak be in the wind f.
yok olmak rosa [australia] f.

"yok olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

Türkçe İngilizce
General
zamanla yok olmak wear off f.
A novelty wears off in time.
Bir yenilik zamanla yok olur.

More Sentences
(varlık) yok olmak demise f.
Private companies must make a profit or else face their demise.
Özel şirketler kar etmeli, aksi takdirde yok olmakla yüz yüze kalırlar.

More Sentences
Phrasals
(bir şeyden/yerden) yok olmak disappear from (something) f.
The sheepmeat sector today needs to be stabilised and supported, otherwise it will disappear from many regions.
Koyun eti sektörü bugün istikrarlı hale getirilmeli ve desteklenmelidir aksi takdirde birçok bölgeden yok olacaktır.

More Sentences
General
kaynayarak buharlaşıp yok olmak boil away f.
yavaşça yok olmak peter out f.
ortadan yok olmak vanish f.
doğada yok olmak decompose f.
yanıp yok olmak burn up f.
iyi şeyler yok olmak go by the board f.
yavaş yavaş yok olmak fade away f.
yanıp yok olmak consume by fire f.
nesli yok olmak be extinct f.
nesli yok olmak go extinct f.
tamamen yok olmak die out f.
(soyları/soyu) yok olma tehdidi altında olmak be under the threat of extinction f.
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak erase f.
ortadan yok olmak escape f.
azalarak yok olmak blank f.
yavaşça yok olmak ooze f.
gelişim sonucu yok olmak improve f.
hızla azalıp yok olmak fly f.
az az yok olmak seep f.
ortalıktan yok olmak squib [australia] f.
(sivilce) yok olmak clear f.
Phrasals
sızıp yok olmak leak away f.
tamamen yok olmak leak away f.
yenip yok olmak gnaw away f.
bir şeyden yavaş yavaş silinmek/yok olmak pass from something f.
hafızadan/bellekten yavaş yavaş yok olmak recede from (someone or something) f.
dağılıp yok olmak tail out f.
ortadan yok olmak vanish from (something) f.
birden yok olmak vanish from (something) f.
bir yerden yok olmak vanish from (something) f.
ortadan yok olmak vanish from something f.
birden yok olmak vanish from something f.
bir yerden yok olmak vanish from something f.
arkada yavaş yavaş yok olmak fade back f.
büyük bir yangında yok edilmek/olmak blaze away f.
alevler içinde yok edilmek/olmak blaze away f.
-den yok olmak disappear from f.
yavaş yavaş yok olmak fade from f.
(bir şeyden) yavaş yavaş/gitgide yok olmak fade from (something) f.
Colloquial
başka bir şeye karışarak yok olmak drown f.
Idioms
yok oluşuna neden olmak point the bone at f.
aniden yok olmak into thin air f.
(tüm varı yoğu) yok olmak go up in flames f.
(tüm varı yoğu) yok olmak go up in smoke f.
bugün var yarın yok olmak exist on borrowed time f.
hızlıca yok olmak/etmek fade fast f.
bir anda/birdenbire yok olmak die on feet f.
bir anda/birdenbire yok olmak die on something's feet f.
ortadan yok olmak do a disappearing act f.
ortadan yok olmak pull a disappearing act f.
ortadan yok olmak do a disappearing act f.
parası bol aklı yok olmak have more money than sense f.
(biriyle) iletişimi azalarak yok olmak lose trace of (someone) f.
bugün var yarın yok olmak write on water f.
birden ortadan yok olmak pull a houdini (act) f.
güçlü ve yok sayılmayacak biri olmak be a force to be reckoned with f.
bugün var yarın yok olmak be living on borrowed time f.
bugün var yarın yok olmak be living on borrowed time f.
bugün var yarın yok olmak be on borrowed time f.
birden ortadan yok olmak do a houdini (act) f.
birden ortadan yok olmak do/perform/stage a disappearing act f.
birden ortadan yok olmak do/perform/stage a vanishing act f.
Speaking
genç olmak gibisi yok there's nothing like being young expr.
Technical
yanıp yok olmak burn out f.
yavaş yavaş yok olmak wear off f.
Psychology
(koşullanmış bir tepkinin) yok olmasına sebep olmak extinguish f.
Botanic
pastan yok olmak rust f.
Environment
çürüyerek doğada yok olmak deconcoct f.